Bugünün ve yarının modasını yansıtan zamansız tasarımlar ile kadınlar arasındaki ortak özellikler, moda tasarımcılarının yağlı boya portrelerinde buluşuyor. Portrelerde zamansız tasarımlar gibi yaşamı duygu ve mantığın penceresinden bakarak tanımlayan kadınların zamana meydan okuyan yaklaşımları vurgulanıyor. Kadınların bitmek bilmeyen enerjisi kırmızıyla, sınır tanımazlıkları mavi ile işleniyor.
Kadının çok yönlülüğünü işlediği portreleriyle pandeminin hızlandırdığı “less is more” akımının işlevsel özelliklerini vurguladığını belirten Simay Kışlaoğlu, “Modada 'az çoktur' yaklaşımına sahip zamansız tasarımlar, tıpkı kadınlar gibi içinde barındırdığı zenginliklerle tüketicilerin kimliğinin tamamlayıcılığını üstleniyor. Hızlı tüketim furyasının yarattığı tek tipleştirmeye geçit vermeyen zamansız tasarımlar, müsrifliğin önüne geçiyor. Aile içinde, iş hayatında, sokakta, yaşamın her noktasında denge unsuru olarak görev üstlenen kadınlar da marifetli elleriyle yaşamı akıllıca yönetme gücüne sahip. İçgüdülerini ve duygularını nerede bırakmaları ve nerede mantığı devreye almaları gerektiğini çok iyi biliyorlar. Zamansız tasarımlarda bir araya gelen estetik ve yalınlığın temsilcisi olarak zamanı çok iyi yönetme gücüne sahipler. Kadınlar ile modada zamansız tasarımların ortak özelliklerini, portrelerimdeki farklı yüzlerle yansıtıyorum. Portrelerimdeki kadınlar zamansız tasarımların sesi oluyor” ifadelerinde bulundu.
Kadınlar ve zamansız tasarımlar arasındaki benzerlikleri yansıtıyor
Zamansız tasarımların, minimalizm tarzı özgür, rahat, basit ve sade çizgileriyle şıklığı kişiye özel olarak tanımladığına dikkat çeken Moda Tasarımcısı Simay Kışlaoğlu, “Kadınlar zaman zaman içgüdüsel dürtüleriyle zaman zaman da mantıklarıyla yarattıkları dünyalarında kendi özgürlük alanlarının çerçevesini çiziyor. Zamansız tasarımlarda olduğu gibi kadınların yüzlerindeki her çizgi onları özel kılıyor. Her biri farklı kimliğe sahip kadınlar, emeklerinin gücüyle farklı insanların da yaşamını şekillendirirken, sanayi makinelerin değil emeğin gücüyle hazırlanan zamansız tasarımlar da kadınların bu işlevini moda sektörüne kazandırıyor. Bu benzerliklerden ilham alarak imza attığım yağlı boya portrelerimde kadının doğasında yer alan masumiyeti özgürlük, özgüven, manevi zenginlik, huzur ve sevgi kavramlarıyla farklı açılardan ele alıyorum. Kırmızının enerjisini, mavinin uçsuz bucaksız özgürlüğüyle birleştirerek kadınların bitmek tükenmek bilmeyen enerjisini ve sınır tanımazlığını anlatıyorum” diye belirtti.
Sanata ve sanatçıya destek çağrısı
Portrelerini sergiye dönüştürmeyi hedeflediğine değinen Simay Kışlaoğlu “Ressam kimliğimle geliştirdiğim zamansız tasarımlarımı moda tutkunlarına ulaştırmakta zorluk yaşamıyorum. Ancak bir ressamın üretimlerini sanatseverlerin beğenisine sunması bu kadar kolay olmuyor. Kişi ve markalar tarafından desteklenmeyi bekliyor. Örneğin, 90’larda Andy Warhol’un pop-art’a dönüştürdüğü Marilyn Monroe ve James Dean çizimleri Versace sayesinde yeniden hayat bulmuştu. Türkiye’de de benzer girişimlerin yaşanması için daha çok sergi düzenlenerek genç sanatçıların desteklenmesi şart. Sanata ve sanatçılara verdiğimiz destek, ülkemize katma değer sağlayan yeni markaların doğuşunu hızlandırabilir” dedi.