Seyahat tutkunları farklı kültürlerin izlerini taşıyan Gökçeada’da doğanın en güzel manzaralarına tanıklık ederken, adanın organik ürünleriyle de gastronomik bir yolculuğa çıkıyoruz.
Satır et, Trakya'ya ait özel bir lezzet. Parça et satır ile defalarca vurularak hafif kıyma haline getirilir. Basit gibi duran bu işleme rağmen lezzetiyse bambaşka bir dünya... Tadını alan eksikliğini hisseder, yolunu satır et için Keşan'a çevirir. Bu restorana 2. kez geliyorum. Gene aynı lezzet, takdire şayan. Yanına mandıra yoğurdu söylemeyi unutmayın.
Yemek sonrası dondurmalı peynir helvası sizi nirvanaya ulaştırıyor.
Gökçeada, Türkiye'nin en büyük adası. Yürüyerek gezmek söz konusu değil ve adanın gezilecek yerleri birbirinden uzak noktalarda konumlanmış durumda. Alternatif olarak araç kiralama, taksi ve toplu taşıma seçenekleri mevcut olsa da en rahatı bir tura katılmak ya da kendi aracınızla gitmek.
İstanbul'dan bir çok otobüs firmasının her yarım saatte bir Çanakkale/Eceabat'a otobüs seferi mevcut. Eceabat'tan da Kabatepe feribotuna devamlı minibüs var. Kabatepe'den Gökçeada'ya feribot 80 dk sürüyor. İndikten sonra sizi Gökçeada limandan merkeze götürecek otobüsler feribot seferiyle paralel olarak planlanmış, bekleme yapmıyorsunuz.
Otel, Gökçeada çarşısına yürüme mesafesinde...
Kayabalı ailesine ait olan Yeşilvadi Apart & Pansiyon, ada merkezine 4 km mesafede doğa içerisinde alternatif bir konaklama adresi. Burası aynı zamanda pek çok ünlü ismin de adadaki tercihi.
Dalından erik...
Yeşilvadi Apart'ın sahibi Ünal amca ve Fatma teyze çok şeker insanlar. Fatma teyze'nin eli pek leziz...
Gökçeada'da en beğendiğim köy Zeytinliköy oldu. Rum mimarisi taş evleri, birbirinden şirin kafeleri, her taraftan fışkıran rengarenk çiçeklerle adeta bir film platosunu andırıyor. Adanın en eski kilisesi Agios Georgios Kilisesi de burada.
Dünya'daki 300 milyon Ortodoks Hristiyan'ın ruhani lideri olan 1. Bartholomeos, Zeytinliköy'de doğmuş. 1991 yılında Patrik ilan edilen Bartholomeos, halen senede birkaç kez adada doğduğu evi ziyarete geliyor. Görselde arkada Rum ortaokulu, önde ise Bartholomeos'un öğrenciliğinin temsili heykeli...
2014'te Rum ortaokulunun yeniden açılmasıyla birlikte mübadelede göç eden Rum vatandaşlar tekrar geri gelmeye başlamış. Şu an adada 500'e yakın Rum vatandaş yaşıyor.
Zeytinliköy'e ismini veren zeytin ağaçları...
Köyde dibek kahvesi, sakızlı muhallebi ve dondurma sunan kafeler bulunuyor. Bunların hepsi köyün ufak meydanında toplanmış durumda.
Zeytinliköy merkeze 3 km mesafede...
Gökçeada'da kendi üretimleri keçi sütlerinin yanı sıra diğer üreticilerden de keçi sütü alarak keçi peyniri ve dondurma üreten Alomiya Cafe adaya değer katanlar arasında. Keçi ürünlerinden eski ve yeni keçi peynirini bal-zeytinyağı ile birlikte tadımlayabilirsiniz.
Sade, kakaolu, çilekli, kirazlı ve damla sakızlı dondurma çeşitleri bulunuyor ve enfesler.
Dereköy, Cumhuriyet döneminde 2000 hane ile Türkiye'nin en büyük ve en kalabalık köyüymüş. Günümüzde ise yaz-kış köyde 150'ye yakın hane yaşamını sürdürmekte. Adanın en büyük çamaşırhanesi hala burada ve ziyaret edilebilir.
Kirli çamaşırların elde yıkandığı dönemlerde Anadolu'da neredeyse hamamlar kadar ünlü olan çamaşırhaneler mevcuttu. Çamaşırlarda çamaşırlar yıkanır, aynı zamanda sosyalleşme ortamlarından biriydi. Ocaklara herkes kendi odununu getirir, ateşler yakılır ve kazanlar kaynatılırdı. Suyun içine kül ve çamaşır sodası karıştırırak çamaşırlarını yıkarlardı. Çamaşırhanelerde sıra olmazdı, kim önce giderse o kullanırdı.
Genel olarak dağ eteklerine konuşlanmış olan Rum köylerinden en yükseğe konunumlanan ise isminden de anlaşıldığı gibi Tepeköy. 1960'lı yıllarda 1200 olan nüfusu şimdilerde 50 civarında. Köy, uzun yıllar yaşadığı İstanbul'dan köyüne geri dönüş yapan Barba Yorgo'nun girişimleriyle canlanmaya başlamış. Kendisi önce köy meydanında ufak bir Rum tavernasını işletmeye başlamış, ürettiği ev şarapları Gökçeada'yla birlikte anılmaya başlamış. Sonrasında köy girişinde daha büyük bir restoran açmış.
Tepeköy'ün en güzel manzaralarından birisine sahip Barba Yorgo'nun Tavernası'nda felekten bir gece Gökçeada'da yapılması gerekenlerden.
Barba Yorgo'nun çabalarıyla canlanan köyde son yıllarda köylerine geri dönen Rumlar çoğalmış. Fotoğrafta Tepeköy köy meydanındaki köy kahvesini görüyorsunuz.
Tepeköy her sene 15 Ağustos'ta gerçekleşen ünlü Meryem Ana Panayırı'na da ev sahiliği yapıyor. Son iki senedir 10 günlük süreye yayılan kutlamalarda köy ziyaretçilerle dolup taşıyor. Meydanlarda kurulan koca kazanlarda yemekler pişiriliyor, danslar ediliyor.
Kefalos ve Aydıncık plajları Gökçeada'nın uçurma sörfü (kite surf) ve rüzgar sörfü (wind surf) merkezleri. Buralarda bulunan okullar aracılığıyla uçurtma ve rüzgar sörfü yapabilirsiniz. Ayrıca dalış meraklıları için özel bir yere sahip adanın çevresinin kayalık yapıya sahip olması ve deniz canlıları açısından zengin olması muhteşem bir sualtı güzelliği sunuyor.
Kefalos ve Aydıncık aynı zamanda karavancı ve kampçıların da favorisi... Şifalı çamur banyosuyla meşhur Tuz gölü de bu bölgede.
Kaleköy, adanın deniz kenarında yer alan tek yerleşim bölgesi. Gökçeada'da mutlaka yapmanız gerekenlerden birisi Kaleköy'de Poseidon Restaurant'da gün batımı yapmak.
Burası sadece Gökçeada'da değil, Türkiye'de gördüğüm en güzel batımı noktaları arasında. Kelimelerin yetersiz kaldığı bazı anlar vardır ya, işte o an...
Hele bir de dolunay zamanı buranın güzelliğini hayal edemiyorum. Bir yandan gün batarken, bir yanda ay doğar... Poseidon Restaurant, bu keyfi yaşamak için doğru adres.
Adanın kültürel birikiminin gelecek nesillere aktarılması için canla başla çalışan Nusret Avcı adaya değer katanlar arasında... Şahsının emekleriyle çok yakında açılacak Zeytincilik ve Zeytinyağı Müzesi hakkında kendisinden bilgi aldık. Müze mağazasında, Nusret bey'in kendi üretimi ünlü Gökçeada zeytinyağı markası Etis zeytinyağını da bulabilirsiniz.
Zeytincilik ve Zeytinyağı Müzesi'nin muazzam bir konuğu var. 23 milyon yıllık fosil ağaç... İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi profesörlerinin yaptığı inceleme sonrasında fosilin 23 milyon yaşında ve defnegiller ailesine ait olduğu ortaya çıkıyor.
Gökçeada'da ne yenilir ne içilir? diye soranlar için önerilerim...
Son Vapur, adada yeni açılan çok keyifli bir kır meyhanesi. 5 odalı ufak otellerinin bahçesinde dostlarınızla birlikte gün boyunca manzaraya karşı yemek yiyebileceğiniz keyifli bir ortam yaratmışlar.
Son Vapur, çok keyifli bir kır meyhanesi. Adının hikayesini, mekanın sahibi keyifli insan Arek Bogosyan'ın kendi ağzından dinlemenizi öneririm. Harika bir hikayesi var. Mekan lezzetleri muazzam. Mezeler, ara sıcaklar ve özellikle buharda oğlak şahane... Finalde ise ada ballı lor peyniri tatlısı lezzet patlaması yaşatıyor.
Tepeköy'de köy meydanının kalbindeki Angelika'nın tavernası nevi şahsına münhasır bir mekan olmuş. Angelika da köye geri dönenlerden birisi, mekanı çok samimi...
Kekikli oğlak anlatılmaz yaşanır cinsten...
Fırtınadan önceki sessizlik...
Sinarit sarma, lagos lokma, balık iskender, çupra mekanın öne çıkan lezzetleri...
Adaya veda etmeden önce sevdiklerinize alabileceğiniz en güzel hediye ise adaya özgü Efi badem kurabiyesi.
Gökçeada konaklamalı Bozcaada ve Assos'u da keşfedeceğiniz bu muhteşem 4 günlük Kuzey Ege paket turunu 699 TL'den başlayan fiyatlarla sizler de Prontotour'dan satın alabilirsiniz. Fiyata ulaşım, konaklama, akşam yemekleri, geziler ve rehberlik ücretleri de dahil.
Kaynak; Ntv