Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İstanbul - Cumhurbaşkanı Erdoğan: Meşru hak arama yollarıyla asla alakası olmayan çok tehlikeli bir provokasyona giriştiler

İstanbul - Cumhurbaşkanı Erdoğan: Meşru hak arama yollarıyla asla alakası olmayan çok tehlikeli bir provokasyona giriştiler

Haber Giriş Tarihi: 28.03.2025 22:42
Haber Güncellenme Tarihi: 28.03.2025 22:42
Kaynak: Anadolu Ajansı
İstanbul - Cumhurbaşkanı Erdoğan: Meşru hak arama yollarıyla asla alakası olmayan çok tehlikeli bir provokasyona giriştiler

İSTANBUL, (DHA) - İSTANBUL'da düzenlenen 9'uncu Milli İrade İftarı programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir haftadır yolsuzluğu örtmek, hırsızlığı gizlemek, soygunu perdelemek, sahtekarlığı savunmak adına her şeyi yaptılar. Marjinal sol örgütleri öne sürmekten, gençlerin arkasına saklanmaya, ecdad mirası camilerimize terbiyesizlik yapmaktan, güvenlik güçlerimize hakaret edilmesine kadar her türlü kepazelik sergilendi. Güya hak arama bahanesiyle, demokrasiyle, hukukla, meşru hak arama yollarıyla asla alakası olmayan çok tehlikeli bir provokasyona giriştiler. Ancak polisimizin soğukkanlı ve kararlı tutumu, milletimizin sağduyulu tavrı, zorbalığa maruz kalmalarına rağmen vakarını koruyan gençlerimizin sakin duruşu sayesinde tahrik siyaseti hedefine ulaşamadı" dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl 9'uncu kez düzenlenen Milli İrade İftarı'na katıldı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ramazanda Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızda zulme uğrayan kardeşlerimize el uzattık. Yardımlarımızı arttırmak suretiyle mazlum ve mağdurların yanında olmaya ihtimam gösterdik. Tüm gücümüzle, tüm kapasitemizle Gazze halkının yanındayız. İnşallah zulüm bitene, 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin devleti kurulana kadar da, Filistinlilerin her daim yanlarında olacağız. Allah ömür verdikçe, Filistin davasının yılmaz, yıkılmaz, bileği bükülmez savunucusu olmaya devam edeceğiz. Bugün bir kez daha doğdukları, büyüdükleri ve inşallah üzerinde ebediyen yaşayacakları toprakları savunurken şehit düşen Gazzeli kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Milletimizin iftihar vesilesi olan sivil toplum örgütlerimizin de Gazze ve diğer İslam beldeleri için yardım kampanyaları tertiplediğini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Milli irade platformunda temsil edilen kuruluşlarımızla birlikte mazlumların imdadına koşan tüm kardeşlerime ve hayırseverlerimize bugün bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bugün burada şu hususu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ülkemizde birileri Türkiye'nin İslam aleminde ve dünyada neye tekabül ettiğini halen idrak edemiyor. Bu çevreler kendi tarihlerini bilmedikleri kendi atalarını tanımadıkları için Türkiye'nin tarihi ve kültürel derinliğinden de habersizler. Mesela Suriye'deki devrime Türk milletinin niçin bu kadar sevindiğini, Suriyeli kardeşlerimizin zafer kutlamalarında neden Türk bayrağı açtığını, yeni Suriye hükümetinde niçin bu kadar Suriye'de eğitim görmüş bakan olduğunu bir türlü kavrayamıyorlar. Bunları bilmedikleri için de dış politikada çuvallıyor, iç siyasette kendilerini komik duruma düşürüyorlar. Oysa biraz okuyup araştırsalar, biraz dünyayı gezseler kendilerini hapsettikleri ideolojik mahallelerden biraz dışarı çıksalar bazı gerçekleri onlarda görecekler. Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığının farkına onlar da varacaklardır. Bizim neden, 'Türkiye, Türkiye'den büyüktür' dediğimizi onlar da öğrenecekler. Aynı şekilde cahil diyerek, kitap okumuyor diyerek aşağıladıkları gençlerin bilgi, birikim, cesaret, vizyon ve donanım noktasında kendilerinden fersah fersah ileride olduğunu onlar da anlayacaklar. Ama bunu yapmaya cesaretleri yok. Ya cehaletlerinden dolayı ya da batıya duydukları platonik aşk gözlerini kör ettiği için maalesef gerçekleri göremiyorlar. Böyle devam ederlerse korkarım hiçbir zaman da göremeyecekler" dedi.'EKONOMİK VE SİYASİ BAKIMDAN İRTİFA KAYBETTİK'Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye ne zaman kendisine biçilen konuma itiraz etse, kökü dışarıda bazı kirli odaklar tarafından hedefe konulmuştur. Türkiye ne zaman ezber bozan adımlar atma cesareti gösterse, birileri hemen düğmeye basmış, ülkemizin dikkatini dağıtmıştır. Cumhuriyet tarihinde buna defalarca şahit olduk. Sokak olaylarıyla bunu yaşadık. Sağ-sol, Alevi-Sünni provokasyonlarıyla bunu yaşadık. Üniversite gençliğinin kışkırtılmasıyla bunu yaşadık. Demokrasimize yönelik gayrimeşru girişimlerle bunu yaşadık. Terör örgütlerinin hain ve kalleş saldırılarıyla bunu yaşadık. Hükümetimiz döneminde Cumhuriyet mitingleriyle, 7 Şubat MİT kriziyle, Gezi'deki sokak terörüyle, 15 Temmuz ihanetiyle bunu yaşadık ve gördük. Bizi kendi içimize hapsetmek, kendi iç meselelerimizle meşgul etmek için her yolu denediler. Her yolu hala deniyorlar. Bir başka gerçek ise, sivil siyaseti, demokrasiyi ve Türkiye'nin kazanımlarını hedef alan bu saldırılarda silah olarak hep belli kavramlar, belli cümleler kullanılmıştır. Hatırlayınız, 'Cumhuriyet tehdit altında' dediler. 'Laiklik elden gidiyor' dediler. 'Sivil darbe' dediler. 'Hayat tarzımıza müdahale ediliyor' dediler. 'Türkiye batıdan uzaklaşıyor' dediler. Daha burada saymaya kalksak sabahı bulacağımız bir sürü akıl, ahlak ve insaf dışı iddiaları dillendirerek hedeflerine ulaşmaya çalıştılar. Üzülerek söylüyorum, çoğu zaman başarılı da oldular. Gerçekten çok ağır bedeller ödedik. Ekonomik ve siyasi bakımdan irtifa kaybettik. Pırıl pırıl gençlerimizi bu kalleş çarkın insafsız dişlilerine kurban verdik. Tüm bunların yanı sıra yıllarca üçüncü sınıf ekonomiye, üçüncü sınıf demokrasiye, kapasitemizin çok altında bir dış politikaya mahkum edildik" dedi.'TAHRİK SİYASETİ HEDEFİNE ULAŞAMADI'Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul merkezli yolsuzluk ve terör soruşturması sonrasında yaşanan olayları bu fotoğraftan bağımsız değerlendiremeyiz. CHP Genel Başkanı'nın yaptığı sorumsuz boykot çağrıları ile isim vererek yerli ve milli markaları tehdit etmesini yine bundan ayrı göremeyiz. Bir haftadır yolsuzluğu örtmek, hırsızlığı gizlemek, soygunu perdelemek, sahtekarlığı savunmak adına her şeyi yaptılar. Marjinal sol örgütleri öne sürmekten, gençlerin arkasına saklanmaya, ecdad mirası camilerimize terbiyesizlik yapmaktan, güvenlik güçlerimize hakaret edilmesine kadar her türlü kepazelik sergilendi. Güya hak arama bahanesiyle, demokrasiyle, hukukla, meşru hak arama yollarıyla asla alakası olmayan çok tehlikeli bir provokasyona giriştiler. Ancak polisimizin soğukkanlı ve kararlı tutumu, milletimizin sağduyulu tavrı, zorbalığa maruz kalmalarına rağmen vakarını koruyan gençlerimizin sakin duruşu sayesinde tahrik siyaseti hedefine ulaşamadı. Bunların hiçbirinde muvaffak olamayınca bu sefer Türkiye'yi yabancılara şikayet etmeye, Türkiye'yi alenen kötülemeye başladılar. 23 yıllık başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevim boyunca yüzlerce farklı ülkeden, binlerce siyasi temsilciyle görüştüm. Bunların arasında pek çok muhalefet lideri de vardı. Bakın şunu çok net söylüyorum, bunlardan bir tanesinin bile bize kendi ülkesini şikayet ettiğini, kötülediğini, kendi ülkesine karşı bizden yardım istediğini görmedik, duymadık. Ama bizdeki muhalefet uluslararası her platformda kendilerine her mikrofon uzatıldığında bunu yapmaktan kaçınmadı, kaçınmıyor. Ancak önceki gün, bizim de tahmin edemeyeceğimiz yeni bir eşik aşıldı. Son olarak Batı'ya yalvaracak kadar kontrolü kaybettiklerini gördük. Öyle büyük bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız ki, cumhuriyeti kurmakla övünen bir partinin genel başkanı çıkıyor, resmen siyasi mandacılık talep ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı, Gazze soykırımındaki iki yüzlü yayınları sebebiyle itibarını kaybetmiş bir yabancı medya kuruluşundan süklüm püklüm yardım dileniyor. 'Kendimizi terk edilmiş hissettik' diyor Yani, 'Yolsuzluk yapanlara niye destek olmadınız?' demeye getiriyor. Meselenin daha hazin tarafı ise, bu zat ülkesini yabancılara şikayet ederken utanmıyor, yüzü kızarmıyor. 'Ben partimi ve kendimi niye bu hale düşürüyorum' sorusunu sormak aklına dahi gelmiyor. 'Batı'nın en zencisi' deyince de, bu sefer bize kızıyorlar. 'Mandacı' deyince bize öfkeleniyorlar, bize saldırıyorlar. İyi de sizin söylediklerinizin İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nden ne farkı var? Ülkesini yabancılara şikayet etmek, Batı'dan medet ummak Türkiye'nin ana muhalefet partisini Genel başkanına yakışıyor mu?. Yüz yıllık Cumhuriyet Halk Partisi'ni sırf yolsuzlukları savunmak adına böyle aciz bir duruma düşürmekten hiç mi hicap duymuyorsunuz? Buradan aziz milletime soruyorum, böyle bir siyasetçi, ülkesinin çıkarlarını emperyalistlere karşı savunabilir mi? Ekranlarda yardım dilenen biri emperyalistler karşısında dik durabilir mi? Elbette duramaz. Savunamaz. Milletin menfaatlerini koruyamaz. Sayın Özel'e bir kez daha kendini toparlamasını, yolsuzlukları aklamak için kendisini bu kadar yormamasını tavsiye ediyorum" dedi.'AİLELERİMİZİN DE BU ÇABALARIMIZDA DEVLETE DESTEK OLMASI GEREKİYOR'Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Demokrasiden, hukuktan, meşru ve makbul çizgiden sapmayacağız. Öfkenin, aklı ve vicdanı esir alan zehirli diline asla bulaşmayacağız. Bizi çekmek istedikleri tuzaklara düşmeyecek, bu kirli oyunlarda aldanan da aldatan da olmayacağız.Tabii ki bu süreçte kamu düzeninin bozulmasına da göz yummayacağız. Yüzünü kapatan, polise saldıran, işinde gücündeki insanlarımıza tebelleş olan kim varsa, emniyet birimlerimiz gerekli müdahalelerde bulunacaktır. Kandırılmış, marjinal örgütlerin pençesine düşmüş dahi olsa bizim millet ve memleket düşmanlarına kaptıracağımız tek bir gencimiz olamaz. Onları da bir şekilde kazanmakla, onları da bir yolunu bulup iyiye, doğruya, ülkesinin ve milletinin safına katmakla mükellefiz. Sivil toplum kuruluşlarımızın yanı sıra, ailelerimizin de bu çabalarımızda devlete destek olması gerekiyor. Ailelerimiz binbir emekle büyüttükleri çocuklarını belediyeleri yağmalayan suç örgütlerinin sinsi planlarında kullandırmasınlar. Ana muhalefet partisini esir almış bir avuç belediye soyguncusunun evlatlarının hayatını karartmasına, paçalarını kurtarmak için evlatlarını canlı kalkan olarak öne sürmesine, ailelerimiz izin vermesinler. Milli irade platformundaki kardeşlerim de bu anlayışla daha fazla gence ulaşmak, daha fazla genci kazanmak için çalışacağınıza inanıyorum Rabb'im yar ve yardımcımız olsun diyorum. Iftar soframızın dokuzuncusunun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu güzel programın icrasında görev alan herkese, tüm kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. Tekrar buluşmak temennisiyle siz Allah'a emanet ediyorum. Şimdiden ramazan bayramınızı tebrik ediyorum. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin" dedi. (DHA)

Kaynak: Anadolu Ajansı

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.