Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türk milleti adına karar verenlere kimse ayar veremez

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türk milleti adına karar verenlere kimse ayar veremez

Haber Giriş Tarihi: 30.01.2025 17:43
Haber Güncellenme Tarihi: 30.01.2025 17:43
Kaynak: Haber Merkezi
breakingnews.com.tr
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türk milleti adına karar verenlere kimse ayar veremez

Taha AYHAN/ANKARA, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Yargıya intikal etmiş süreçlerin siyasi malzeme haline getirilmesi, hakim ve savcılarımızın baskı altına alınması, bilhassa ailesi ve çocukları üzerinden hedefe konulması, sorumsuzluğun daniskasıdır. Türk yargısı, sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez" dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni'nde konuştu. Erdoğan, bugünkü kura ile yeni görev yerleri belirlenecek 1075 hakim ve savcı adayını tebrik edip, başarılar diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Göreve yeni başlayacak 1075 hakim ve savcı adayımızla birlikte adalet teşkilatımızdaki hakim ve Cumhuriyet savcılarımızın toplam mevcudu da 25 bin 695'e çıkmış oluyor. Böylece ülkemizin dört bir yanında adalet hizmetlerinin hızlı, etkin ve sürdürülebilir şekilde ifası yolunda güçlü bir adım daha atıyoruz" dedi.'ADALET PUSULASINDAN ŞAŞMAMIŞ MÜKTESEBATIN SAHİPLERİYİZ'Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin; haklıyla haksızı ayırmak, haklıya hakkını teslim etmek, ölçü ve nizama kayıtsız şartsız riayet etmek olduğunu kaydederek, "Bizim hem milli, hem de manevi bünyemizde ölçü ve adalet; tıpkı vücuttaki kanı deveran ettiren kalp gibi hayati rol üstlenir. İnanç ve kültür değerlerimizde dünyanın adalet ve ölçü ile kaim olduğunu bizlere telkin ediyor. 'Herhangi bir konuda hakemlik yaptığınız zaman adil olun' buyruğu, esasen meselenin çerçevesini de net bir şekilde çiziyor. Tarih ve kimliğimiz, her bir dalını aşkla, dirayetle, hamiyetle süslediğimiz adalet çınarının üç kıta yedi iklime kök salmasıyla teşekkül etmiştir. Millet olarak yalnızca güçlü, muktedir ve müreffeh zamanlarımızda değil, en derin krizlerle, en çetin zorluklarla boğuştuğumuz günlerde bile adalet pusulasından şaşmamış bir müktesebatın sahipleriyiz" ifadelerini kullandı.Zihin haritalarında zulüm ile adaletin bir arada bulunduğu tek bir nokta dahi olmadığını söyleyen Erdoğan, "Zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur' diyen Yunus Emre’nin, 'Adalet nedir ağaçlara su vermek, zulüm nedir dikenleri sulamak' diyen Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin mirasçılarıyız. Adaleti diğer her şeyden üstün gören, onu devletin temeline yerleştiren bir geleneğin bugünkü temsilciyiz. Birileri bu ifadelerimizi hamaset olarak algılayabilir, birileri bunlara dudak bükerek küçümseyerek bakabilir ama bu asırlar boyu süzülüp bizlere ulaşan muhteşem ve muazzam bir birikimden bahsettiğimiz gerçeğini değiştirmez. Elleriyle gözlerini kapatan sadece kendini karanlığa mahkum eder" diye konuştu.'HAK' VE 'ADALET' KAVRAMLARI BİZİM İÇİN VAZGEÇİLMEZDİR'Kutadgu Bilig'in müellifi Yusuf Hac Hacib'in, bin yıl öteden yankılanan akıl ve hikmet dolu sesiyle bu hakikati dile getiren isimlerden yalnızca biri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ona göre devlet gümüş bir taht gibidir. Devleti güçlü kılan 3 sabit ve müstakil ayaktan biri ise adalettir. O gümüş tahta oturan yöneticinin bir elinde bıçak, sağ yanında şeker, sol yanında ise Hint otu vardır. Bunların hikmetini gelin Kutadgu Bilig'deki hükümdarın dilinden, Yusuf Hac Hacib'in şu beyitlerinden dinleyelim. 'Üç ayak üzerinde olan hiçbir şey bir tarafa meyletmez. Her üçü düz durdukça taht sallanmaz. Eğer üç ayaktan biri yana yatarsa diğer ikisi de kayar ve üzerinde oturan yuvarlanır. Ey becerikli insan, elindeki bu bıçak biçen ve kesen bir alettir. Ben işleri bıçak gibi keser atarım, hak arayan kişinin işini uzatmam. Şekere gelince, o zulme uğrayarak benim kapıma gelen ve adaleti bende bulan insan içindir. O insan benden şeker gibi tatlı ayrılır, sevinir ve yüzü güler. Zehir gibi acı olan bu Hint otunu ise zorbalar ve doğruluktan kaçanlar içer. Benim bu kanunum hangi memlekete erişse o memleket baştan başa taşlık ve kayalık dahi olsa hep düzene girer.' Çağları aşan işte bu sözlerde tebellür eder 'hak' ve 'adalet' kavramları, bizim için vazgeçilmezdir. Türk milleti adına karar verecek olacak siz genç yargı mensuplarımızdan da meslek hayatınızda da işte bu hassasiyetle çalışmanızı bekliyoruz. Hukuksuzlukları bir bıçak gibi kesip atmalı, gerektiğinde şekeri, gerektiğinde ise Hint otunu vermekten bir an olsun imtina etmemelisiniz. Unutmayın, adalet kapısına varıp da hakkını alamayan, boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi kırık ayrılan her bir vatandaşımızın vebali hem bu dünyada hem de ahirette Allah muhafaza hepimizin üzerindedir" dedi.'ADALET YERİNE ÇÖZÜMSÜZLÜK DAĞITAN YARGI, ESKİ TÜRKİYE'NİN YARGISIDIR'Bir dönem tek parti faşizminin, 27 Mayıs'tan itibaren darbeci zihniyetin, bu vesayet odaklarının etkisinde kalan yargının eski Türkiye’nin yargısı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Huzuruna gelen vatandaşa tepeden bakan, adalet yerine çözümsüzlük dağıtan yargı, eski Türkiye’nin yargısıdır. 28 Şubat’ta olduğu gibi darbecilere alkış tutan, belli kesimlere imtiyaz tanıyan, ideolojik kamplara ayrılmış yargı, eski Türkiye'nin yargısıdır. Biz de yarım asrı bulan millete hizmet yolculuğumuzda bu yargı anlayışıyla hem de defalarca yüzleştik. Okuduğumuz bir şiirden ötürü hapse atılmamızdan, partimizin kapatılma davasına kadar pek çok kez bu zihniyetin gadrine uğradık. Demokrasimize asla yakışmayan bu gelenek, anlayış ve alışkanlıklar artık eskide kalmıştır. Bir daha o günlere Allah’ın izniyle geri dönüş olmayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.'İNSANLARIN MAHREMİNE GİRMEKTEN ÇEKİNMİYORLAR'Bugün yargı süreçlerine müdahale etmeye çalışan malum çevrelerin eski Türkiye'nin hayalini kurduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eski Türkiye'nin kendilerine sağladığı imtiyazları korumaya çalışmaktalar. Hukukun dışında oluşturulan ayrıcalıklı alanda siyaset yapmak, gazetecilik yapmak, bu alanda istedikleri gibi at oynatmak istiyorlar. En temel hukuk kaidelerini ihlal etmeyi kendilerine hak görüyorlar. İnsanların mahremine girmekten, kişisel haklarını gasbetmekten, malına, mülküne, onuruna el uzatmaktan çekinmiyorlar. Hukukun üstünlüğü ilkesinin kendilerini bağlamadığını düşünüyorlar. Kimi zaman konumları, kimi zaman meslekleri, kimi zaman da ekonomik statüleri itibarıyla anayasa ve yasaları çiğneyebileceklerini zannediyorlar. Ama yargının kapsama alanı dışında olmadıkları gerçeğiyle günden güne daha fazla yüzleşiyor, bunu kabul etmek zorunda kalıyorlar. 'Ben istediğimi yapar, istediğimi tehdit ederim, kimse bana dokunamaz' hoyratlığı hakikatin sert duvarına eninde sonunda çarpacaktır" dedi.'HUKUKSUZLUKLAR KARŞISINDA MÜCADELEMİZİ HUKUK ZEMİNİNDE VERDİK'Türkiye’de kimsenin layüsel olmadığını belirten Erdoğan, şöyle dedi:"Kimse kendisini hukukun üstünde, erişim alanı dışında göremez. Hukuk başka bir şey, kanun başka bir şey. Biz hukuku kanunun üstünde gören bir milletiz, olaya buradan bakacağız. Kanunu insanoğlu istediği gibi yazar, çizer, yapar, ama hukuk o değil. Hukuk hakkı, haklı olana teslim etmektir, bunu yapacağız. Daha önce de farklı vesilelerle ifade ettim, nezaket kuralları içinde kalmak şartıyla yargının tasarruflarını tenkit edebilirsiniz. Verilen her kararı haklı bulmak, isabetli bulmak, kayıtsız şartsız doğru kabul etmek zorunda da değilsiniz. İtirazlarınızı yine kanuni yollardan yapar, eleştirilerinizi yine üslubunca dile getirirsiniz. Geçmişte mahkemelerin ve yüksek yargı organlarımızın bazı kararlarını biz de eleştirdik, rezervlerimizi ifade ettik, doğru bulmadığımız yönlerini kamuoyumuzla açıkça paylaştık. Hatta şahsımıza ve partimize yönelik aleni hukuksuzluklar karşısında bile mücadelemizi yine hukuk zemininde verdik. Yargıya parmak sallama, yargıyı itibarsız hale getirme, görevini yapan hukuk insanlarını tehdit etme yoluna asla gitmedik. Bugün de aynı tavrımızı muhafaza ediyoruz. Hepimiz yargının görevini layıkıyla, hakkaniyetle uygun şekilde yerine getirebilmesi için gereken desteği vermekle mükellefiz. Yargıya intikal etmiş süreçlerin siyasi malzeme haline getirilmesi, hakim ve savcılarımızın baskı altına alınması, bilhassa ailesi ve çocukları üzerinden hedefe konulması sorumsuzluğun daniskasıdır. Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez. Türk yargısı, 15 Temmuz gecesi korku duvarlarını yıkıp atmıştır. Dolayısıyla, herkesin özellikle de siyasi figürlerin özenli, sorumlu ve dikkatli bir dil kullanması gerektiği kanaatindeyiz. Bu vesileyle şehit Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere adaletin tecellisi için çabalarken vefat eden tüm şehitlerimize, adalet teşkilatımızın tüm mensuplarına Allah’tan rahmet diliyorum."'ADLİYEYE SİRAYET EDEN FETÖ VİRÜSÜNÜ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE TEMİZLEDİK'Türkiye'nin dört bir yanında kimi zaman hayatlarını riske atma pahasına cansiparane görev yapan adalet teşkilatının tüm mensuplarına ülke ve millet adına teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:"22 yıllık iktidarlarımız boyunca hukuk ve yargı sistemimizi insana hizmet eden işlevsel bir yapıya kavuşturmak amacıyla çok önemli reformları ve uygulamaları hayata geçirdik. Zamanın gerisinde kalan güncel ihtiyaçları karşılamayan mevzuat hükümlerini gözden geçirdik. Pek çok temel kanunu yeniledik. Hak arama yollarını açık ve işler tutarken, sisteme yeni kurumlar kazandırdık. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruyla hak ve özgürlüklerin hukuki himayesini genişlettik. Kamu denetçiliği ile idarenin demokratik denetimini başlattık. Ceza infaz sisteminden alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine özlük haklarından yargıda hedef sürelerin yeniden belirlenmesine kadar geniş kapsamlı birçok yeniliği devreye aldık. Mevcut binalarımızın fiziki ve teknik altyapısını tamamen yeniledik. Ağır iş yükü baskısı altındaki mahkemeler teşkilatını güçlendirdik. İstinaf yargısıyla iki dereceli yargılamadan üç dereceli yargılamaya geçtik. Yargı mensubu ve personel sayılarını arttırdık. Adliye teşkilatımıza sirayet eden FETÖ virüsünü attığımız kararlı adımlarla bünyeden önemli ölçüde temizledik ve temizliyoruz. Milletimizin talepleri ve değişen şartlara göre adalet sistemimizi sürekli güncelliyor, eksiklerini gideriyor, tıkanan noktaları açıyoruz. Güven veren bir adalet sisteminin inşası için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın gayretindeyiz."'İHMALLERİN BEDELİNİ GEÇMİŞTE ÖDEMİŞ BİR ÜLKEYİZ'Cumhurbaşkanı Erdoğan, her konuda olduğu gibi adalet dairesinin pürüzsüz işleyişinde de aslolanın insan olduğunu belirterek, şunları söyledi:"Adalet insan içindir, ancak ve ancak insanla kahindir. Türk milleti adına karar verirken birikimi, tecrübesi, müktesebatı yanında hukukçunun mihmandarlarından bir diğeri de temiz vicdandır. Vicdanları rahatlatan bir karar vermek kadar, vicdanı rahat karar vermek de hayati öneme sahiptir. Bu konuda yaşanan ihmallerin bedelini geçmişte ödemiş bir ülkeyiz. Pusula olarak aklı ve vicdanı kendilerine yetmeyenlerin adalete güveni nasıl tahrip ettiklerini, 17-25 Aralık başta olmak üzere birçok kez gördük. Yargıyı ideolojik, örgütsel ve ekonomik çıkarlarına alet edenler, hem adaleti araçsallaştırırlar hem de kendi varlık nedenlerine yabancılaştırırlar. Buradaki genç hakim ve savcılarımızın vebali son derece ağır bir görevi icra ederken bunu her zaman akıllarında tutmalarını bekliyorum. İnanıyorum ki her biriniz zorluklar karşısında yılmadan hukukun ve vicdanın sesi dışında hiçbir sese aldırmadan vazifenizi yapacaksınız. Gelecekte vereceğiniz kararlarla ihtilafları sizler çözeceksiniz. Davalı tarafların adalet beklentisini karşılayacağınıza, vicdanları teskin edeceğinize, her dosyanın aynı zamanda bir insan olduğunu asla unutmayacağınıza yürekten inanıyorum." (DHA)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.